Obezite ya da bilinen adıyla şişmanlık, günümüzde en çok gelişmiş ülkeleri tehdit eden bir hastalık olarak bilinmektedir. Son yarım asırdır insan sağlığını artan bir şiddetle etkileyen obezite, her yıl doğrudan ya da dolaylı olarak milyonlarca insanı öldürmektedir. Bu nedeniyle ölümcül bir hastalık olarak tanımlanan obezite, eğer zamanında önlem alınmazsa kişiyi yıllar boyunca etkisi altında bırakabilir. Özellikle de belirtileri nedeniyle çok kolay bir şekilde tanımlanabilen obezite, adeta “geliyorum” diyen hastalıklardan birisidir. Tanısı ve tedavisi kolay olan obezite, hastaların iyileşme süreci açısından ne yazık ki zordur. Bu nedenle obeziteyi erken tanımalı ve tedavi konusunda da erken önlemler almak elzemdir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi obezite, kolay tanımlanabilen bir hastalıktır. Özellikle de son aylarda kişide meydana gelen yağlanma oranının artması, obezitenin en belirgin belirtilerinden birisidir. Bu nedenle hastaların düzenli olarak kilo kontrolü yapmaları ve önlem almaları çok önemlidir. Hastalarda obezitenin var olup olmadığını ve seviyesini tanımlayabilmek adına Vücut Kitle İndeksi yani Beden Kitle İndeksi (BKİ) yardımcı olmaktadır. Bu sayede hastaların ne kadar kilolu olduklarını bu sınıflama sayesinde kolayca tespit edebilmekteyiz.
Günümüzde ne yazık ki yeteri kadar net sonuçlar vermese de, BKİ halen en yararlı sınıflamalardan birisi olarak bilinmektedir. Zira kendi kendinize dahi BKİ’nizi kontrol edebilirsiniz. Obezite hesaplama yöntemi olarak da bilinen Beden Kitle İndeksi hesaplaması, kilogram olarak vücut ağırlığının m2 olarak boya bölünmesiyle yapılabilmektedir. Yani hastanın boyunu ve kilosunu bilmesi, BKİ hesaplama konusunda yeterlidir.
Diyelim ki 100 kilosunuz ve boyunuz da 1.70 cm. Bu durumda kilonuzu kilonuzla çarpıp boyunuza bölmeniz gerekmektedir.
100 kilogram / 1.70*1.70
2,89= 34.60 (Obezite- Diyabet ve diğer hastalıkları artmış grupta)
Yukarıda yer alan bir birey, ne yazık ki obezite hastasıdır. BKİ 35 ve üzeri olan hastalarda cerrahi müdahale gerekli olmaktadır.
BKİ tanımlamasına göre 6 adet obezite sınıflaması yer almaktadır. Aşağıda göreceğiniz sınıflama, genel geçerdir. Kişiye göre farklılıklar söz konusu olabilir ve tam bir sınıflama yapılması açısından uzman desteği almak gerekebilir.
Zayıf <18,5
Normal 18,5-24,9
Toplu (fazla kilolu) 25-29,9 (hafif artmış diyabet ve kalp hastalığı riski)
Obez 1 (Obezite) 30-34,9 (diyabet ve diğer hastalık riskleri giderek artar)
Obez 2 (Morbid obezite) 35-39,9
Obez 3 (Süper morbid obezite) >40 (ölümcül hastalıklar açısından risk)
Hangi sınıftaki kişilerin obezite konusunda yardım almaları gerektiğini açıklayalım. Eğer Obez 1, 2 veya 3 sınıflamasında yer alıyorsanız, mutlak olarak uzman yardımı almanız gerekmektedir. Zira durum ilerledikçe tedavi yöntemleri de kısıtlanacaktır ve zorlaşacaktır. Obez 3 sınıfında yer alan Süper morbid obezite hastalarının çok ciddi sağlık sorunları bulunabilir. Özellikle de solunum sisteminde meydana gelebilecek geri dönüşü olmayan hasarlar, kişinin yaşam süresini önemli bir biçimde kısaltacaktır.
Obezitede en kesin sonucu veren tedavi yöntemi, cerrahi müdahaledir. Günümüzde gelişen tıbbi teknikler sayesinde artık obezite cerrahisi kesin tedavi edicidir. Laporoskopik yöntem başta olmak üzere birçok yöntem hastaların çok kısa bir süre içerisinde eski sağlıklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Bu nedenler sizler de en yakın hastanenin ilgili bölümünden randevu alabilirsiniz.
Obezitenin diğer nedenlerini de bilmek önemlidir. Psikolojik nedenlerden dolayı artan obezite vakalarında psikolojik danışmanları önemi çok kritiktir. Aynı zamanda obeziteyle başa çıkma konusunda uzman bir diyetisyenden alınacak olan yardım da kritik önem taşımaktadır.
İlgili Yazılar:
©2023 Doç. Dr. Cemal Kara. Tüm hakları saklıdır. - Ege Cerrahi. Powered by Mergena | Seo by WiseSoft