Genel cerrahi uzmanı Doç. Dr. Cemal Kara, günümüzde obezitenin etkin tedavisinin cerrahi yöntemler olduğunu belirtti.
2016’da dünyada yarım milyondan fazla obezite hastasına cerrahi işlem uygulandığını söyleyen Kara,
“Pek çok batı ülkesinde bu ameliyatlar destekleniyor. Fransa gibi bazı ülkelerde ise ameliyat masrafının tamamı devlet tarafından karşılanıyor. Burada önemli olan iki nokta var. Birincisi obezite çok ciddi ölümcül bir hastalık olduğu ve mutlak tedavi edilmesi gerektiği, bu hastalarda tedavi için günümüzde elimizde olan etkin ve güvenli tedavi seçeneğinin cerrahi olduğu gerçeğidir. Diğer önemli nokta ise uygun koşullarda, yeterli donanımı olan merkezlerde ve deneyimli ekipler tarafından uygulandığında cerrahinin güvenli olduğu hatta safra kesesi ameliyatından daha güvenli olduğu gerçeğidir. Obezite ameliyatı deneyimli bir cerrah ve ekibi tarafından, hastane ve ameliyathane koşullarında yapılmalıdır” dedi.
Obezitenin şu anda dünyada sigaradan sonra önlenebilir ölüm nedenleri arasında 2’inci sırada yer aldığını söyleyen Op. Dr. Cemal Kara, “Obezite yüzde 85 oranında diyabet, yüzde 55 oranında yüksek tansiyon, yüzde 35 oranlarında kalp hastalığına neden olmaktadır. Bunun yanında kalp krizi, beyin kanması, felç, reflü hastalığı, safra taşı oluşumu, polikistik over, lallanma, doğurganlıkta azalma ve bazı kanser türlerinin görülmesinde artışa neden olmaktadır. Obezitenin şu anda cerrahiden başka bilinen etkili bir tedavi yöntemi yok. Ayrıca obezitenin hastaya verdiği riskler, cerrahinin getirdiği risklerden çok daha fazla.
Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi ‘Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal ve aşın yağ birikmesi’ olarak tanımlıyor. Vücut yağ dokusu yetişkin erkeklerde yüzde 25’in üzerine, yetişkin kadınlarda yüzde 30’un üzerine çıkması durumunda obezite söz konusudur. 2015 yılı verilerine göre dünyada 700 milyon insan obezite, 2,3 milyar insan ise fazla kilolu. Türkiye de ise kadınlarda nüfusun yüzde 44,2 si erkekler de ise yüzde 25,2 sinin beden kitle indeksi 30 un üzerinde” diye konuştu.
Yapılan araştırmalar beden kitle indeksi 35 ve üzerine öten hastaların diyet ve spor gibi cerrahi dışı yöntemlerle ideal I kiloya gelme oranının yüzde 3ün altında olduğunu gösteriyor” diyen ve obezite cerrahisi için bazı kriterlerin olduğunu belirten Op. Dr. Cemal Kara, “Bu hastalarda kilo alımına neden olan hormonal hastalıkların bulunmaması halinde, ilaç ve diyet tedavisine rağmen, en az 1 yıldır kilo veremeyenlerde, alkol ve ilaç bağımlısı olmayanlarda, hastanın uygulanacak yöntemi anlaması ve ameliyattan sonra uyum sağlayabilecek durumda olması durumunda obezite cerrahisi uygulanabilir.
Gönümüzde tüp mide ameliyatı daha sık uygulanıyor. Tüp mide ameliyatı laparoskopik yöntemle, mide İçerisine yerleştirilen bir kılavuz katater yardımı ile özel aletler kullanılarak yaklaşık 45 dakika süren bir işlemle midenin tüp haline getirilerek hacminin küçültülmesidir. İşlem sonrası midenin yaklaşık yüzde 75-80’lik kısmı çıkarılmış olur.
Ameliyat sonrası 3 gün hastanede yatan ve diyet eğitimi verilen hastaya kullanacağı ilaçlar anlatılır ve taburcu edilir. Belli aralıklarla takip edilir. Bu ameliyatta midenin iştah hormonu salgılayan kısmı da tam olarak çıkarıldığı için hastanın ameliyat sonrası iştahı azalır. Hem bu mekanizma hem de mide hacminin küçülmesine bağlı alınan kalori miktarının azalmasıyla birlikte hasta fazla kilolarını vermeye başlar” bilgisini paylaştı.
©2023 Doç. Dr. Cemal Kara. Tüm hakları saklıdır. - Ege Cerrahi. Powered by Mergena | Seo by WiseSoft